“`html

ODTÜ Öğrencisi Taylan İnce’nin Protestolar Sonrası Yaşadıkları

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma kararının ardından başlayan protestolar sırasında gözaltına alınarak 25 Nisan’da Konur Sokak’ta tutuklu öğrencilerin serbest bırakılmasını talep eden eyleme katıldığı için 29 gün cezaevinde kalan öğrencilere ODTÜ öğrencisi ve milli para judocu Taylan İnce de dahil oldu.

İnce, tutuklanmasının ardından spor hayatındaki değişiklikleri dile getirdi.

Avrupa ve dünya çapında dereceler kazanan milli judocu Taylan İnce, 19 Mart’ta başlayan protestolar sırasında gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra milli takımdan çıkarılmış ve kulübüyle ilişkisi sona erdirilmiştir.

Protesto Sürecinin Çeşitli Yüzleri

“MİLLİLİĞİNİ UNUTMA, DİKKAT ET” UYARISI YAPTILAR

“19 Mart’ta Rize’de milli takıma ait kamp alanındaydık. 21 Mart’ta Gürcistan’da gerçekleştirilecek Dünya Kupası için hazırda bekliyorduk. O dönemde ülkede gelişen olayları, gençlerin artan taleplerini bir sporcu olarak değil, öncelikle bir yurttaş olarak yakından takip ettim. Takım arkadaşlarımla otobüs yolculuğunda yaşanan olayların yalnızca adli değil, politik bir yanı olduğunu konuşmuştuk. Gürcistan’daki turnuvada sporculara göz muayenesi yapıldı; benim muayenemi sağlıklı şekilde yapamadılar ve bu durumu Mayıs ayında Kazakistan’daki müsabaka sırasında halledeceklerini söylediler.”

“Ancak Dünya Kupası dönüşünde yaşanan olaylara kayıtsız kalamadım ve ODTÜ öğrencisi olarak toplumsal sorumluluğumu yerine getirmek adına Kuğulu Park’tan Güvenpark’a yürüyüşe katıldım. Sosyal medyada duruma dair görüşlerimi paylaştım. Ardından, bazı yöneticiler ve takım arkadaşlarım tarafından dışlandığımı hissettim. ‘Milliliğin gidiyor’ gibi sözlerle karşılaştım ve nihayetinde hiçbir resmi bilgi verilmeden milli takım gruplarından çıkarıldım. Kazakistan ile ilgili de hiçbir geri dönüş almadım. Bu süreç zorlu bir deneyimdi ama sporu yalnızca madalya için değil, bir duruş olarak görüyorum.”

Tutuklanma ve Sonrası

“25 Nisan’da Ankara Konur Sokak’taydım. Tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için çeşitli kesimlerden birçok insanla bir araya gelmiştik. O gün orada yaşanan olay, anayasal bir hak değil, açıkça bir şiddetti. Polis, alandaki bir kadına müdahale ederken ben oradaydım ve onun elini bırakmadım. O noktada ben de şiddete maruz kaldım, darp edildim. Gözaltına alınmam bu şekilde gerçekleşti. Vücudumda oluşan yaralar için resmi rapor da aldım.”

“İki gün gözaltında kaldım, ardından tutuklandım ve toplamda 29 gün cezaevinde kaldım. Orada bulunma nedenim, adaletsizliğe karşı çıkma isteğimdi. Dışardaki gelişmeler, yaşadıklarımın duyulmasına neden oldu; bu durum benim için yeni bir başlangıç oldu: Milli takım kariyerim sonlandı, kulübümle olan ilişkim hasar gördü. Sesimi yükseltmem, tüm bu sıkıntıları doğurdu. Bunun için kızgın değilim; doğru olanı yaptım.”

Geçmişten Bugüne Mücadele

“Artık temsil edeceğim tek takım ODTÜ Judo Takımı. Uzun süredir bu kulübün bir parçasıyım ve bu kimliğimle gurur duyuyorum. ODTÜ’de eğitim almak, sadece bir unvan değil, aynı zamanda önemli bir duruş anlamına geliyor. Bu bilinçle judoya olan bağlılığımı sürdürmek istiyorum. Olmayı arzuladığım en büyük hedef olimpiyatlarda yarışmaktır. Ancak şu anki koşullar düşünüldüğünde, bu Türkiye’de pek mümkün görünmüyor. Yukarıda çizilen sınırlar dahilinde ilerlemek istiyorum.”

“Bu yolculuk burada sona ermeyecek. Yurtdışına çıkma yasağı gibi bir engel gelmediği takdirde, Avrupa’daki judo liglerinde yarışmak için fırsat yakalayabilirim. Eğer teklifler gelirse, değerlendirmeye açığım. Uluslararası sporcu hakları örgütlerinden de destek mesajları aldım; bu durum yalnız olmadığımı gösteriyor. Spor hayatım, koşullar elverdiği sürece devam edecek. Judoya olan sevgim bitmedi, ancak hangi ülkenin bayrağı altında çıkacağım belli değil.”

Hukuki Sürecin Detayları

Taylan İnce’nin avukatı Deniz Özbilgin, Taylan’ın hukuki sürecini ANKA Haber Ajansı’na aktardı.

Özbilgin şu şekilde konuştu: “19 Mart sürecindeki protestolar, bir insanın masumiyet karinesinin ihlal edilerek suçsuz ilan edilmesinin bir yansımasıydı. Taylan, bu hakkı kullanan bir kişi olarak tutuklandı. Tutuklanma sürecinde, herhangi bir delil olmaksızın güvenlik güçlerine dayanan bir tutanakla suçlu kabul edildi.”

Sanat ve Spor Hayatındaki Kısıtlamalar

Taylan için önemli olan, yalnızca anayasal demokratik haklarını kullanmak değil, aynı zamanda elde edilebilecek delillerin toplanması sürecinin aksaklığıdır. Kendisi bir engelli sporcu olarak, bu suçlamaların ne kadar adaletsiz olduğunu ispat etmeye çalışmaktadır. Dava süreci neticesinde beraat ettikten sonra, haksız yere maruz kaldığı durumlar için hukuksal olarak yollara başvurulabilir. Taylan’ın maruz kaldığı bu durum, yalnızca kendisi için değil, toplumsal talepte bulunan herkes için bir örnek teşkil etmektedir.”

Bu süreçte Taylan, yalnızca spor alanında değil, sosyal ve hukuki sahada da adalet arayışını sürdürecektir. Özbilgin, “Benzer durumdaki birçok milli sporcu için bu bir uyarı niteliğinde. O yüzden Taylan sadece bir sporcu değil, bu ülkenin vicdanlı bir yurttaşıdır. Ben de duruşumu korudum ve bu süreçte yalnız olmadığımı asla unutmamalıyım.” ifadelerini kullandı.

“`